[size=12]
Kavuşmalar yalan ayrılıklar
palavra…
Senin de benden
arta kalır yanın az!
Sonun en son noktasına ben tek geldim ama sen
yapacaksın noktayı koyma işlemini! Zihnin yeter ellerin kalsın!
Yok edersin beni.
İçinde dışında düşünde… Zor
olmaz. Aklından da çıkarırsın ki ne kadardı
yerim? Dilinden düşmem an meselesi. Çoktur senin ismin!
Hatırlamazsın olmazsa. Ansan da kazara…
(Hafızanda balık rekabeti)
İşte hazırsın her
şeye! Bensizlik ki bilmezsin bile
nasıl olduğunu. Sorun yok o zaman!
Hadi soldan başla
silmeye…
Becerebilirsen eğer gölgemin bile
gölgesini bırakma!
Affedilmeyen olarak kadınca ağlarım;
yüzümde sırıtan yaşları koluma silerim çocukca imkansızı sürerim
gözlerime
serseriliğimle. Çocuk değil kaybım; KOCA BİR sen! Unutmaya kalksam süresine yaşın
yetmez!
İşin bitmiyor lakin
burada… Geride sağıma da
hükmetmiş “benim” solum var!
İstikrarsız gidişin; az sürsün iz bırakmasın ve
şair yapsın beni. Bıktım yazar olmaktan! Kalemimle figüran kahramanlarla
boğuşmaktan onların
akıbetiyle yanarken kendimi ruhsuz
sonlarda kaybetmekten ve başa dönüp sende bulunmaktan…
Son’a bir ilmek
daha atmış olsa da merak etmiyorum aslında diline sızan
isimlerin dudağında aldığı şekli! Kulağıma aksedişleri senaryolar
yazdırsa da bana oynamayacağım bu
sefer! Onlar gidiyor; ben delirmemle kalıyorum.
Ki nihayetinde sen de bana
KANIYORSUN!
Yaşamım böyle solup
yok olacak görünüşe bakılırsa...Her gün sürükleniyorum daha da
uzaklara. Ben bende değilim zaten sen yokken. Hadi soldan başla
silmeye… Becerebilirsen eğer gölgemin bile
gölgesini bırakma!
Kendimi kendimden
bile ayırmışken beni kurtaracak
son’a ihtiyacım var. Artık
hiçbir şeyin önemi yok başka hiç
kimsenin… Uzaklığında kayboldum. Kendi içimde boğulamıyorum. Hadi gel...
Beni kurtaracak son’a ihtiyacım var. Soldan başla silmeye…
Solum olmuştun soluğum…
Şimdi
Sonum ol
Özgür bırak beni…
*Övme beni! Öznesi
olduğum aşikae cümlelerinle..
Kavuşmalar yalan ayrılıklar
palavra…
Senin de benden
arta kalır yanın az!
Sonun en son noktasına ben tek geldim ama sen
yapacaksın noktayı koyma işlemini! Zihnin yeter ellerin kalsın!
Yok edersin beni.
İçinde dışında düşünde… Zor
olmaz. Aklından da çıkarırsın ki ne kadardı
yerim? Dilinden düşmem an meselesi. Çoktur senin ismin!
Hatırlamazsın olmazsa. Ansan da kazara…
(Hafızanda balık rekabeti)
İşte hazırsın her
şeye! Bensizlik ki bilmezsin bile
nasıl olduğunu. Sorun yok o zaman!
Hadi soldan başla
silmeye…
Becerebilirsen eğer gölgemin bile
gölgesini bırakma!
Affedilmeyen olarak kadınca ağlarım;
yüzümde sırıtan yaşları koluma silerim çocukca imkansızı sürerim
gözlerime
serseriliğimle. Çocuk değil kaybım; KOCA BİR sen! Unutmaya kalksam süresine yaşın
yetmez!
İşin bitmiyor lakin
burada… Geride sağıma da
hükmetmiş “benim” solum var!
İstikrarsız gidişin; az sürsün iz bırakmasın ve
şair yapsın beni. Bıktım yazar olmaktan! Kalemimle figüran kahramanlarla
boğuşmaktan onların
akıbetiyle yanarken kendimi ruhsuz
sonlarda kaybetmekten ve başa dönüp sende bulunmaktan…
Son’a bir ilmek
daha atmış olsa da merak etmiyorum aslında diline sızan
isimlerin dudağında aldığı şekli! Kulağıma aksedişleri senaryolar
yazdırsa da bana oynamayacağım bu
sefer! Onlar gidiyor; ben delirmemle kalıyorum.
Ki nihayetinde sen de bana
KANIYORSUN!
Yaşamım böyle solup
yok olacak görünüşe bakılırsa...Her gün sürükleniyorum daha da
uzaklara. Ben bende değilim zaten sen yokken. Hadi soldan başla
silmeye… Becerebilirsen eğer gölgemin bile
gölgesini bırakma!
Kendimi kendimden
bile ayırmışken beni kurtaracak
son’a ihtiyacım var. Artık
hiçbir şeyin önemi yok başka hiç
kimsenin… Uzaklığında kayboldum. Kendi içimde boğulamıyorum. Hadi gel...
Beni kurtaracak son’a ihtiyacım var. Soldan başla silmeye…
Solum olmuştun soluğum…
Şimdi
Sonum ol
Özgür bırak beni…
*Övme beni! Öznesi
olduğum aşikae cümlelerinle..