Weierstrass (1815 - 1897)
Wilhelm
Weierstrass (1790-1869) ile karısı Teodora Forst'un büyük oğlu olan Karl
Wilhelm Teodora Weierstrass, Almanya'nın Münster kasabasında,
Ostenfeld'te 31 Ekim 1815 günü doğdu. Babası o zaman Fransa hizmetinde
bir gümrük memuruydu. 1815, Napolyon'un Waterloo'da İngiliz ve
Prusya'lılara yenilmesi yılıydı. Bu yıl aynı zamanda Bismarck'ın da
doğduğu yıldır. O çağın ünlü adamları yanında oldukça silik kalan
Weierstrass, bugün hayatta göremediği şan ve şöhretin en yüksek
noktasındadır. Oysa, o ünlü adamların şimdi adı bile anılmamaktadır.
Weierstrass'ın ailesi, dinine fazla düşkün demokratik bir Katolik'ti.
Babası, evlendiği yıl Protestanlık'tan dönmesi olasılığı vardır. Karl
Wilhelm Weierstrass'ın 1904 yılında ölen Peter adlı bir erkek kardeşi
ile Clara (1823-1896) ve Elise (1926-1898) adında iki kız kardeşi vardı.
Her iki kız kardeşi de, yaşadıkları süre içinde kardeşleri
Weierstrass'ın iyiliği için çalışmışlardır. Anneleri, Elise'nin
doğumundan biraz sonra, 1826 yılında öldü. Babaları ertesi yıl yeniden
evlendi. Bu nedenle, Karl'ın annesi hakkında pek az şey biliyoruz.
Yalnız, kocasına nefretle baktığı ve evliliğinin hayal kırıklığı ile
geçtiği tahmin ediliyor. Karl'ın üvey annesi tam bir Alman ev kadınıydı.
Çocukların zihni gelişmesinde etkisi olmamıştır. Diğer yandan baba
pozitif bir idealist ve zamanında öğretimde bulunmuş kültürlü bir
adamdı. Hayatının son on yılını Berlin'de ünlü olan oğlunun evinde, iki
kızı ile birlikte rahatlık içinde geçirdi. Çocuklarından hiç biri
evlenmedi. Bir ara evliliğe heveslenmiş olan zavallı Peter'i babası ile
kız kardeşleri bu düşüncesinden hemen vazgeçirdiler. Böylece, bu
evlilikte olmadı.
Babanın sertliği, uzağı gören otoritesi, Prusya'lı inadı, aile içinde
bazı geçimsizliklere neden oluyordu. Sürekli uyarılarla Peter'in
hayatını hemen hemen söndürdü ve onu yok etti. Karl'ı da, parlak
yeteneklerinin farkına varmadan ona uygun olmayan bir mesleğe zorla
sürüklemekten geri kalmadı. Baba Weierstrass, ufak oğluna kırk yaşına
kadar öğüt vermek ve işlerine karışmak cüretini göstermiştir. Ancak,
büyük oğlu başka bir yapıdaydı. Böyle bir baba ile çarpıştığını belki o
da fark etmediği halde, babasının kendisi için seçtiği yolu
baltalamaktan geri kalmadı. İşin garibi, ne babanın ve ne de oğlunun
olup bitenlerden haberdar olmamalarıydı. Weierstrass bunları ancak
altmış yaşında anlamıştı. Fakat bu kadar dolambaçlı yıllardan ancak Karl
gibi, vücut ve fikir yapısı sağlam bir adam başarı kazanabilirdi.
Karl'ın doğumundan az sonra, aile babanın gümrük memuru olduğu
Westphalia'nın Westernkotten tarafına yerleşti. Weierstrass, çocukluk
yıllarının en mesut günlerini burada geçirdi. Bu yörede uzun bir süre
kaldı ve burada ünlü oldu. Boşta durmadı.
Weierstrass, ilk çalışmasını, Westernkotten'de 1841 yılında yayınlandı. O
zaman yirmi altı yaşındaydı. Köyde okul olmadığı için, on dört
yaşındayken komşu şehir olan Münster'e gönderildi. Oradan da Pederborn
Katolik lisesine girdi. Descartes'ı örnek alarak, okulunu tamamıyla
benimsedi. Bilgili ve uysal öğretmenlerini kendine dost edindi. Her
derste parlak bir öğrenci oldu. Sınıflarını kolaylıkla geçti. 1834
yılında on dokuz yaşında okulunu bitirdi. Bir yıl içinde yedi ödül
aldığı oluyordu. Almanca'da, Latince'de ve matematikte genellikle
birinciydi. Hayatının birçok yılını küçük çocuklara yazı yazmasını
öğretmekle geçirdiği halde, hiç bir zaman yazı ödülünü alamadığını
talihin alaylı bir cilvesi olarak yorumlardı.
Matematikçiler genellikle müzikten hoşlandıkları halde, Weierstrass
müzikten nefret ederdi. Müzikten kesinlikle anlamıyordu. Fakat, buna
aldırdığı da yoktu. ünlü olduğu zaman, kız kardeşleri onu topluma
uydurmak için müzik dersleri aldırmayı denediler. Weierstrass istemeye
istemeye aldığı iki üç dersten sonra bu yersiz fikirden hemen vazgeçti.
Konserlerde canı sıkılıyor ve zorla ***ürüldüğü tiyatrolarda uyuyordu.
Karl, babası gibi yalnız idealist değildi. Son derece de pratik biriydi.
Pratik faydası olmayan birçok derste yalnız ödül kazanmakla yetinmiyor,
on beş yaşında, çeşitli yiyecek satan ve ticareti parlak olan bir
kadının hesap işlerine bakarak, kendine paralı bir işte bulabiliyordu.
Karl'ın bu başarıları onun geleceği hakkında bir felaket oldu. Çünkü, bu
kadar çalışkan ve ödüller alan oğlunun, Prusya'nın sivil idaresinde
niçin seçkin bir yeri olmasın ki? Öyleyse, Karl, Bonn Üniversitesine bu
amaçla gönderildi. Burada, ticaret hilelerini ve hukuk ilmini
öğrenecekti. Fakat Karl, bunların her ikisini de beğenmeyecek kadar aklı
başındaydı. Beden kuvvetinin tümünü düelloya verdi. Kana kana Alman
birasını içti. Keskin bakışlı, uzun boylu, usta isabetli ve çevik
hareketli yenilmez bir eskrimciydi. Aynı zamanda usta bir düellocuydu.
Bu düellolarda isabet almamış olduğu tarihe geçmiştir. Yanaklarında hiç
bir yara izi yoktu. Çok içmesine karşın, masanın altına yuvarlanıp
sızdığını kimse görmemiştir. Bonn üniversitesinde, dört yıl kaldıktan
sonra, diploma yerine iyi içki içen ve eskrim yapan bir Weierstrass
olarak döndü. Boşa harcanan bu dört yıllık zaman belki de iyi olmuştur.
Çünkü, hayal kırıklığına uğramış ailesine olan sevgisine bir zarar
gelmeden, kendisini babasının sabit fikrinden kurtardı. Tüm ümitlerini
yitirmiş bir baba ve üzerine titreyen kız kardeşleri boş yere geçen bu
dört yıla üzülüyorlardı. Onu bu hale içkinin getirdiğini düşünüyorlar,
onun artık bitmiş ve ölmüş olduğuna karar veriyorlardı. Bonn'da çok
yüzeysel bir hukuk görmüştü. Bu kadarı da kendisine yetiyordu. Hukuk
doktorası yapan bir adayın tezini oldukça ustalıkla eleştirerek, dekanı
ve arkadaşlarını hayrette bırakmıştı. Matematiğe gelince, bu ilim
Bonn'da yoktu. Bu sahadaki tek yetkili Julius Plücker'di. Weierstrass'a
yardımı dokunacak tek kimse buydu. Fakat, bir tek öğrenciye de ders
verecek zamanı yoktu. Weierstrass'ta ondan yararlanamadı.
Fakat, Abel ve birinci sınıf birçok matematikçi gibi, Weierstrass da
düello ve içki alemleri arasında doğrudan doğruya matematikte ünlü
olanların eserlerini okumuştu. Laplace'ın Gök Mekaniğini sindirmişti.
Diferansiyel denklem sistemlerini okumuştu. Şüphesiz, babası, ağabeyi ve
üzüntü içindeki kız kardeşleri bunu bilmezlerdi. Karl, yöredeki Münster
Akademisine, meslek öğretmenliği sınavlarına kendi kendine hazırlandı.
Kendini matematiğe verdi. 22 Mayısta Münster Akademisine girdi.
Christophe Gudermann (1798-1852) öğretmen olarak bu Akademide
bulunuyordu. 1839 yıllarında, Gudermann eliptik fonksiyonlar
meraklısıydı. Jacobi, 1819 yılında "Fundamenta Nova" sını yayınlamıştı.
Gudermann'ın derin araştırmalar yaptığını pek az kimse bilir. Bu
araştırmalar Crelle'nin desteği ile dergisinde yayınlanmıştır. O zamana
göre yeni olan bu çalışmalar, daha sonra değerini yitirmiştir. Bu da bir
yerde doğaldır. Gudermann'ın kuvvet serileri üzerinde çok derin
çalışmaları vardır. Hatta, kuvvet serileri üzerinde çok durduğu için, bu
davranış Weierstrass'a da geçmiştir. Gudermann yıllarını kuvvet
serilerine verdi. Fakat, istediği sonucu alamadı. Bu sonuçlar da ancak
Weierstrass gibi büyük matematikçiye nasip oldu. Gudermann, eliptik
fonksiyonlar dersine başladığında on üç öğrencisi vardı. İkinci derste
sadece bir tek öğrenci dinleyici olarak kalmıştı. O da Karl
Weierstrass'tı. Hoca buna çok memnun oldu. Bu ikisi arasına bundan sonra
üçüncü bir şahıs girmedi.
Weierstrass, Gudermann'ın kendisi için katlandığı bu zahmete çok
teşekkür etmiştir. Meşhur olduğunda, kendi derslerinde kalabalık bir
dinleyici görünce hemen Gudermann'dan söz ederdi. Weierstrass, 1841
yılında yirmi altı yaşında okulu bitirdi. Yazılı ve sözlü sınavlardan
sonra öğretmen oldu. Tez olarak sorulan soruları çok değerli
görüldüğünden, kendisine özel bir belge de verildi.
Gudermann'ın bu tez üzerinde çok dikkate değer açıklamaları vardır.
Weierstrass'ın birinci sınıf matematikçiler arasında yeri olacaktır
şeklindeki övücü sözleri sözde kalmış ve Weierstrass'la kimse
ilgilenmemiştir. Adayın orta öğretimde kalmaması ve akademide ders
vermesini istediği halde, bu olay gerçekleşememiştir.
Weierstrass, yirmi altı yaşında orta öğretimde öğretmenliğe başlamıştır.
Hayatının en verimli otuz ile kırk yaş araları da dahil, tam on beş
yılını orta öğretimde geçirmiştir. Görevi ağırdı. Onun yapmış
olduklarını yapabilmek için çelikten bir kalp ve sağlam bir vücut
gerekliydi. Tüm geceler onundu. Çifte hayat yaşıyordu. Neşeli bir
arkadaş ve hoş sohbet bir meyhane yoldaşı buldukları zamanları,
ihtiyarlığında anlatmayı çok severdi. Bu sırada tatsız bir arkadaşı daha
vardı yanında. O da, Abel'in eserleriydi. Bu çalışmaları elinden hiç
düşürmediğini söylerdi. Dünyanın ilk analizcisi ve Avrupa'nın en yüksek
matematikçisi olduğu zaman, gençlere "Abel'i okuyunuz" derdi. İlmi
olarak kimseyle mektuplaşamıyordu. Belki böyle olması daha iyi olmuştur.
O da çağın moda fikirlerine dalabilirdi. Böylece, matematikte fikir
hürriyetine sahip oldu. Buluşlarını kendi varlığından çıkarıyordu. Bu
nedenle, başkalarının eserlerine başvurmuyordu.
Weierstrass, Münster Gymnasium'unda stajını bitirdikten sonra, analitik
fonksiyonlar üzerine bir çalışma yaptı. Cauchy İntegral Teoremine ayrı
bir yoldan yaklaştı. Cauchy'nin çalışmasını 1842 yılında haber aldı.
Aynı yolda bir çalışmayı Gauss 1811 yılında bitirmiş ve gizli tutmuştu.
Weierstrass, 1842 yılında yine bir lisede matematik ve fizik yardımcı
öğretmenliği yaparken bulmuştu. Bir süre sonra öğretmen oldu. Matematik
ve fizik dışında, küçük çocuklara, Almanca, coğrafya ve yazı
öğretiyordu. 1845 yılında bu derslere bir de beden eğitimi dersleri
eklendi. Weierstrass zaten iyi de bir sporcuydu.
Weierstrass, 1848 yılında otuz üç yaşında, Braunsberg Gymnasium'una
öğretmen olarak atandı. Aslında bu da fazla bir ilerleme değildi. Fakat,
iyi bir okul müdürü vardı. Seçilmiş ilim kitaplarından oluşan küçük bir
kütüphanesi vardı.
Weierstrass'ın ilk eseri 1842-1843 yıllarında küçük Deutsch-Krone
kasabasında basıldı. Weierstrass, bunların aralarına ilmi bir
çalışmasını da sıkıştırdı. Bu çalışma, Crelle'nin ünlü dergisinde ancak
on dört yıl sonra 1856 yılında yayınlanmıştır. Crelle'nin, bu çalışmadan
sonra Weierstrass'ı övdüğünü görüyoruz. Weierstrass, her türlü ilmi
haberleşmeden yoksun olarak büyük eserinin temelini bu küçük
Deutsch-Krone kasabasında atmıştır. Bu eserinde, Abel teoreminden ve
Jacobi'nin keşfi olan çok değişkenli, çok katlı ve devirli
fonksiyonlardan başlayarak, Abel'in ve Jacobi'nin eserlerini tamamlamayı
düşünüyordu. Çünkü, Abel genç yaşta ölmüştü Jacobi de çalışmalarının
gerçek anlamını Abel'in teoreminde olduğunu açıkça göremedi. Burada
çalışmaya başladı. Çok zamanını alan bu konuda çalışırken, epeyce yan
ürün elde etti.
1848 yılında Braunsberg'deki Katolik lisesine atandı. Bu lisede altı yıl
öğretmenlik yaptı. 1848-1849 yılında okul programında Weierstrass'ın
bir çalışması vardı. Eğer bu çalışma birkaç Alman matematikçisinin eline
geçseydi, Weierstrass hemen meşhur olabilirdi. İsveç'li
Mittag-Leffler'in söylediği gibi, ortaokul programlarında kuramsal
matematik üzerinde bir çalışmayı arayıp çıkarmak kimsenin aklına
gelmezdi.
1853 yılının yazında tatilini geçirmek için Westernkotten'a babasının
yanına gitti. O zaman otuz sekiz yaşındaydı. Orada, Abelyen fonksiyonlar
üzerine bir çalışmayı kaleme aldı ve Crelle'nin dergisine gönderdi.
1854 yılında bu yazı yayınlandı.
Bu çalışmanın ilginç bir öyküsü de vardır. Weierstrass Braunsberg'deki
okulda öğretmenken, okulun müdürü, Weierstrass'ın sınıfında gürültüler
duyar. Oraya koşar, Weierstrass'ı sınıfta bulamaz. Evine endişe ile
koşar. Öğretmeni, perdeler kapalı, lambası yanıyor halde çalışma
masasının başında bulur. Tüm gece çalışmış ve güneşin doğduğunu fark
edememişti. Müdür, sabah olduğunu ve sınıfında gürültülerden dolayı
kendisini aradığını söyler. Weierstrass, önemli bir keşif peşinde
olduğunu, ilim dünyasında büyük bir ilgi uyandıracağını ve çalışmasını
kesmeyeceğini hatırlatır.
1854 yılında Crelle'nin dergisinde çıkan bu çalışma gerçekten büyük bir
yankı yapar. Nasıl olur da Berlin'de hiç kimsenin adını işitmediği adsız
bir köy okulunda tanınmamış bir köy öğretmeninin kaleminden böyle bir
şaheser çıkardı? Weierstrass, çalışmasının hiç bir parçasını daha önce
yayınlamamış ve tam olarak bitirdikten sonra yayınlamıştır. Bu nedenle
de büyük matematikçilerin dikkatini çekiyordu. Bu çalışma yayınlandıktan
sonra, Weierstrass büyük matematikçi olarak saygı görmeye başladı.
Königsberg Üniversitesinde matematik profesörü olan ve Jacobi'nin yerine
geçen Richelot, bu büyük keşfin değerini anladı ve üniversitesini,
Weierstrass'a fahri doktorluk ünvanının verilmesi için razı etti.
Diplomayı vermek için Braunsberg'e gitti. Gymnasium'un müdürü tarafından
Weierstrass şerefine verilen öğle yemeğinde Richelot, "Hepimiz
Weirstrass'ın şahsında hocamızı bulduk" dedi. Eğitim bakanı
Weierstrass'ı hemen terfi ettirdi ve ilmi çalışmalarına devam etmesi
için kendisine bir yıllık tatil verdi. Bu sırada, Crelle'nin sahibi olan
Borchardt, dünyanın en büyük analizcisini kutlamak için Braunsberg'e
gitti. Borchardt'ın ölümüne kadar tam yirmi beş yıl Weierstrass'la bu
dostluk sürdü.
Weierstrass'ın bu başarılarından dolayı başı dönmedi. Fakat, kırk
yaşında önüne açılan bu geleceğin çok geç geldiğini söylerdi. Bu geç
gelişin sorumlusunun babası olduğunu açıkça söyleyebiliriz.
Weierstrass, Braunsberg'e geri döndü. O zaman tam ona uygun bir yer
olmadığından, otorite sahibi Alman matematikçileri acele davranarak,
Berlin'deki Krallık Politeknik Okuluna 1 Temmuz 1856 günü matematik
öğretmeni olarak tayin ettirdiler. Aynı yılın sonbaharında Berlin
üniversitesinde yardımcı profesörlüğe getirildi ve Berlin Akademisine
üye seçildi. Yeni görevlerinin ve derslerinin verdiği yorgunluktan
dolayı 1859 yılında dinlenmek üzere çekildi. Sonbahara doğru iyi
olduğunu sandı. Yeniden derslerine döndü. Ertesi Mart ayından itibaren
baş dönmelerine tutuldu. Bir derste bayıldı. Bu baş dönmesi bundan
sonraki yaşamında da sık sık görüldü.
Derslerde, dinleyicileri ve karatahtayı görecek bir yere oturuyor,
formüllerini birine yazdırıyordu. Şöhreti ve ünü tüm Avrupa'ya
yayıldığında izleyicileri epey kalabalık oluyordu. Bu şöhret daha sonra
Amerika'ya da yayıldı. Çok iyi bir grup oluşturmuştu. Çalışmalarını bu
grupla yapıyor ve basılması için hiç acele etmiyordu. Fakat, öğrencileri
bunları yayınlamak için onu sıkıştırıyorlar ve yayınlatıyorlardı. Eğer
öğrencileri olmasaydı, Weierstrass'ın tanınması daha da geç olabilirdi.
Weierstrass, öğrencileri için yanına yanaşılabilir bir adamdı. Gençlerin
matematikte ve hayattaki güçlüklerine ilgi gösterirdi. İnsanlardan uzak
durmazdı. Öğrencileri ile olduğu kadar meslektaşları ile de çok güzel
ilişki kurabiliyordu. Özellikle, meslektaşı Kronecker'la evine kadar
gidip sohbet ederek dönmekten zevk alırdı. Bu sohbet çoğu kez ilmi
konularda olurdu. Bir kadeh şarap ve öğrencileriyle bir masa başında
oturmak onu mesut ediyor ve gençleşiyordu. Yenilip içilenin parasını
vermekte ısrar ediyor ve kesinlikle kendisi ödüyordu.
Mittag-Leffler, 1873 yılında, Stockholm'den Paris'e, Hermite'in analiz
derslerini izlemek üzere gider. Kendisini karşılayan Hermite şöyle
söyler "Aldanmış olacaksınız. Berlin'e gidip Weierstrass'ın derslerini
izlemelisiniz. O, hepimizin hocasıdır." Gerçekten, Mittag-leffler daha
sonra Berlin'e gider ve Weierstras'ı da dinler. Weierstrass, çok değerli
bir öğretmendi. Onu dinleyenler ona hayran olurlar ve derslerini
kaçırmazlardı. Dünya'nın her yanından dinleyicileri gelir, öğrenir ve
ülkelerine giderek Weierstrass'ı anlatırlardı. Lise öğretmenliği de
dillere destandı. Ancak Sylvester, Weierstrass düzeyinde tatlı dersler
verebiliyordu.
Weierstrass, 1864 ile 1897 yılları arasında Berlin Üniversitesinde
matematik profesörü olarak çalıştı. Bu arada, onun gözde öğrencisi olan
Sonia veya Sophie Kowalewska ile olan dostluğudur.
Kuvvet serilerinin yakınsaklığı, limit, süreklilik ve yakınsaklık
kavramlarının çıkardığı güçlükler, Weierstrass'ı irrasyonel sayıların
kuramını kurmaya ***ürmüştür. Bu kurama Kronecker çok şiddetli hücumlar
yapmıştır. Yaşlı Weierstrass'ın çalışmalarına ara verdirecek kadar
hücumları vardır.
Weierstrass, 18 Şubat 1897 günü seksen iki yaşında uzun bir hastalıktan
sonra kendi evinde öldü. Weierstrass hiç evlenmedi. Öğrencisi olan
Sonia'ya düşkündü.